Türk dilinin en güzel ve en dikkate değer eserlerinden biri olan Dede Korkut Kitabı bir buçuk asra yakın bir zamandan beri bilinmektedir. Bilim dünyasıyla Türk dili ve edebiyatı alanında Dede Korkut Kitabı yahut kısaca Dede Korkut adıyla tanınan eser bir destansı Oğuz hikâyeleri mecmuasıdır. Prof. Dr. Fuat Köprülü, eserin değerini “Bütün Türk Edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut Destanı’nı öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar” diyerek ifade etmiştir. Biri Dresden’de, öteki Vatikan’da olmak üzere iki nüshası bulunan bu eserin Dede Korkut adıyla anılmasının sebebi, Dede Korkut adındaki ozanlar pirinin eserin bir nevi müellifi durumunda bulunması, eserde toplanmış olan Oğuz destanlarının onun tarafından düzenlenmiş gösterilmesidir.
Dede Korkut adındaki “Dede” kelimesinin “Korkut” adı kadar eski olmadığı ve bunun efsanevi Korkut’un yaşlılığını vasıflandırmak için asıl isme sonradan eklendiği şüphesizdir. Tarihî kaynaklarda ve çeşitli Oğuz rivayetlerinde Korkut adının bazen Dede’siz olarak sadece Korkut, bazen de Korkut Ata şeklinde geçmesi bunu açıkça göstermektedir. Esasen, Kâşgarlı’da mevcut olan ve Oğuzca olduğu kaydedilen, XIII. yüzyıldan bu yana da Anadolu metinlerinde gördüğümüz dede kelimesiyle daha eski Türkçede ve Doğu Türkçesi hariç Batı Türkçesi dışındaki öteki Türk şivelerinde (şive kelimesini Kurum’un kabul ettiği lehçe sözü yerine kullanıyoruz) karşılaşılmaktadır. Radloff’ta Çağatayca olarak da bulunmakla beraber, yapısı bakımından şüpheli görünen bu kelimenin Doğu Türkçesine de Oğuzcadan geçtiği anlaşılmaktadır. Eskiden beri Türkçede ve öteki Türk şivelerinde yaşlı büyüklerin unvanı olarak Batı Türkçesindeki dede kelimesi yerine genel olarak ata unvanı kullanılmıştır. Buna Batı Türkçesinde de rastlanmaktadır.
- Dede Korkut Kitabı’nın İçeriği
- Dirse Han Oğlu Buğaç Han Destanı
- Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Destanı
- Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı
- Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Esir Düştüğü Destan
- Duha Koca Oğlu Delü Dumrul Destanı
- Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı
- Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı
- Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destanı
- Begil Oğlu Emren’in Destanı
- Uşun Koca Oğlu Segrek’in Destanı
- Salur Kazan’ı Oğlu Uruz’un Tutsaklıktan Çıkardığı Destanı
- İç Oğuz’a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destanı
- Dede Korkut Hikâyelerinin Niteliği
- Dede Korkut Hikâyelerinin Sayısı
- Dede Korkut Kitabı Nüshaların Karşılaştırılması
Korkut adının geçtiği tarihî kaynaklara bakılınca sadece Korkut olarak zikredilmediği zaman, bunun Doğu Türkçesinde Korkut Ata, Batı Türkçesinde ise Korkut Ata veya Dede Korkut şekillerinde kullanıldığı görülmektedir. Bunlardan Dede Korkut adını kullanan kaynakların, bugün elde bulunan Dede Korkut hikâyelerinin ve bu hikâyelere dayanan rivayetlerin etkisi altında kaldığına kolayca hükmolunabilir.
Kahramanımızın adı tarihî kaynaklarda şu şekillerde geçmektedir: Reşidüddin’in Câmiü’t-tevârih’inde Korkut, Nevayî’nin Nesâimü’l-mahabbe’sinde Korkut Ata, Şecere-i Terâkime’de Korkut veya Korkut Ata, Târih-i Dost Sultan’da Korkut; buna karşılık Yazıcıoğlu’nun Selçuknâme’sinde Korkut Ata, Topkapı Sarayı Oğuzname’sinde Dede Korkut, Câm-i Cem-âyin’de Korkut Ata ve Dede Korkut, Atalar Sözi kitabında Dede Korkut, Bayburtlu Osman’ın tarihinde Dede Korkut, Edirneli Ruhî ve Müneccimbaşı tarihlerinde Korkut Ata (bk. Tarihî kaynaklarda Dede Korkut).
Asıl Dede Korkut Kitabına gelince, eserin Dresden nüshasında ad 4 defa Korkut Ata, 29 defa Dede Korkut, 21 defa Dedem Korkut, 18 defa yalnız Dede, 1 defa da Dede Sultan şeklinde geçmektedir. Bunlardan 4 yerde geçen Korkut Ata isim grubu eserin asıl hikâyelerle ilgisi şüpheli görünen giriş bölümünde bulunmakta, Vatikan nüshasında da girişten başka yerde Korkut Ata şekli geçmemektedir. Böylece her iki nüshada da hikâyelerde tam hâkimiyet dede tarafındadır. Dresden nüshasının üzerinde de Kitâb-i Dedem Korkut yazılıdır. Vatikan nüshasının başında Dede Korkut adı bulunmamaktadır.
Görülüyor ki Korkut’un asıl metnin tespit edildiği Türk zümresi arasındaki unvanı Ata değil, Dede’dir. Adın 18 defa yalnız Dede olarak geçmesi her türlü tereddüdü ortadan kaldıracak durumdadır.
Gerçi akrabalık adları ve unvanlar Türkçede genel olarak unvan grubu teşkil edecek şekilde asıl isimden sonra gelmektedir. Fakat bunların ismin başına gelerek sıfat tamlaması şeklinde isim grupları meydana getirdikleri de görülür (Hoca Mes’ud gibi). Bu kullanış Dede Korkut Türkçesinin içinde bulunduğu Doğu Anadolu ve Azeri alanı için çok yaygın bulunmaktadır. Azeri alanında Hoca Nasreddin, Dede Kasım gibi sıfat tamlaması şeklindeki isim gruplarının kullanılması bugün artık Nasreddin Hoca, Kasım Dede gibi unvan gruplarından daha az değildir. Bu türlü kullanışa Dede Korkut metninde de çok fazla rastlamaktayız (Han Bayındır, Han Kazan, Han Beyrek, Big Begil, Big Yigenek gibi) .
Sonra dede kelimesi, menşei şüpheli görünmekle beraber, ses taklidi yoluyla türemiş bir söze de çok benzemektedir. Anne, nine, nene, meme gibi ses bakımından birbirine benzeyen iki heceden kurulmuş olan bu kelimenin öteki Türk şivelerinde bulunmaması ve esas itibarıyla Oğuz şivesinde kullanılmış olması ise Dede Korkut adına şüpheyle bakmayı gerektirmez. Çünkü Dede Korkut hikâyeleri her şeyden önce Oğuz destanlarıdır ve Korkut da esas itibarıyla Oğuz dairesine mensuptur.
Bunlara ilave olarak ata kelimesinin, eserin içinde bulunduğu alanda olduğu gibi, eserin kendisinde de hep “baba” anlamında kullanıldığını belirtmeliyiz.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulunca elimizdeki metin için unvan grubu şeklindeki Korkut Ata adı yerine sıfat tamlaması şeklindeki Dede Korkut adını kullanmanın daha doğru olduğu kendiliğinden anlaşılmış olur.
Onun için bu incelememizde biz de Dede Korkut adını kullanacak ve incelediğimiz eserin her iki nüshasına da Dede Korkut Kitabı diyeceğiz.