1940 yılına kadar Cumhuriyet Dönemi edebiyatının genel niteliklerini belirleyebilmek için sosyal ve kültürel olayları dikkate almak gerekir. Kurtuluş Savaşı'mız zaferle sonuçlandıktan sonra sosyal hayatta köklü değişmeler olmuştur. Buna paralel olarak da fikir ve sanat alanında gelişme ve değişmeler hız kazanmıştır.
1912'de başlayan Genç Kalemler ile Mehmet Emin Yurdakul,
Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp'in başlattığı edebiyattaki
millileşme ve yerlileşme akımı, Cumhuriyet Dönemi'nde etkisini sürdürmüştür.
Sanatçılar; milli, yerli ve toplumsal temaları işlemeye devam etmişlerdir.
Edebiyatımız bir yandan yerlileşmiş, diğer yanda da Batı edebiyatlarının
etkisine açık kalmıştır.
Atatürk inkılâplarıyla, sosyal ve kültürel yapımızın yanı
sıra sanat ve edebiyat hayatında da önemli değişmeler meydana gelmiştir.
Yazar ve şairlerimiz, eserlerinde milli, sosyal ve toplumsal
konuları işlemişlerdir. Yazarlarımız genç cumhuriyetin dayandığı ilkeleri
idealize ederek halka anlatmışlardır. Cumhuriyet ve demokrasi için, ihtiyaç
duyulan erdemler, sanat eserlerinin ana konusunu oluşturmuştur.
Bu dönemde çok sayıda roman, hikâye, tiyatro ve fikir eserleri
kaleme alınmış, sanat hayatımızda önemli bir canlanma görülmüştür. Hikâye ve
romanlarda önce milli ve yerli konular işlenmiş, daha sora ise yeni konulara
yönelme olmuştur.
Yeni alfabenin kabulü, harf devrimi, medeni kanun, yeni
okulların açılması gibi halka yönelik hareketler, edebiyatımızın Anadolu'ya ve
halka yönelişini daha da hızlandırmıştır. Yazılan eserler genç cumhuriyetin
yeni, sosyal ve kültürel yapısını yansıtmıştır.
Konular: Cumhuriyet Dönemi yazarları, eserlerinde; sevgi,
tabiat güzellikleri, Anadolu insanının yoksulluğu ve erdemleri, gurbet, ölüm,
Atatürk inkılapları, milli mücadele ruhu, Batı uygarlığından yararlanma
yolları, kalkınma, çalışma gibi konulara yer vermişlerdir.
Biçim: Bu dönemde şairler, genellikle halk edebiyatı nazım
şekillerini kullanmışlar, şiirlerini hece ölçüsüyle yazmışlardır. Yahya Kemal
Beyatlı, Ahmet Haşim ve Mehmet Akif Ersoy gibi şairlerimiz ise aruzla yazmaya
devam etmişlerdir. Bunların yanı sıra edebiyatımızda yeni anlayışlar, değişik
adlar altında ortaya çıkmıştır.