1960 - 1970 Yılları Arasında Türk Şiiri ve Bu Dönemin Önde Gelen Şairleri


İktidar-muhalefet zıtlaşmasının topluma yansıması, özellikle 1957-60 yılları arasında giderek tırmandırıldığı anlaşılan ve toplumsal gerilimin ardından 27 Mayıs 1960'ta Silahlı Kuvvetlerin bir darbe ile yönetimi ele geçirmesi, ardından ise Adnan Menderes ve iki bakanın idam cezasına çarptırılması Türk şiirini etkilemektedir.

Görece özgür anayasa hazırlanması, İşçi Partisi'nin kurulması, dönemin genç şairlerinden bazılarının bu partiyle organik ilişkiler içerisinde olması, vb. öğeler bu dönemin şiirini etkileyen sosyal ve tarihsel olaylar arasında sayılabilmektedir.

1960 kuşağı şairlerinin genellikle 1940 civarında ve 40'lı yılların ilk yarısında doğan isimlerden oluştuğu söylenebilir.

Bu dönemde edebiyat ortamına adımını atanlar arasında şiirleriyle dikkati çekenler şunlardır: Turgay Gönenç (1939), Afflar Timuçin (1939), Erdem Bayazıt (1939), Hüsrev Hatemi (1939), Cahit Zarifoğlu (1940), Egemen Berköz (1941), Ataol Behramoğlu (1942), Süreyya Berfe (1943), Refik Durbaş (1944), İsmet Özel (1944), Güven Turan (1944).

İsmet Özel

Polis memuru olan babasının kamu görevi nedeniyle bulunduğu Kayseri'de doğmuştur.

Kastamonu şehrinde ilkokulu, Çankırı şehrinde ortaokulu, Ankara'da Gazi Lisesi'nde lise eğitimini almıştır.

Hacettepe Üniversitesinin Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirmiştir. (1977)

Öğrencilik yıllarından itibaren sendikalarda, dergilerde, Ticaret Bakanlığı'nda çalışmıştır.

İsmet Özel'in şiirinin karakteristiğini yapan ögelerin başında biçimsel dinamizm gelir

Şiddet içeren ve radikal imajlar, her dönemde şairin kullandığı değişmez ögelerdir.

Kapitalist sistem eleştirisi ile başlayan şiirleri, uygarlık eleştirisine dönüşerek devam etmektedir.

Kendisinden sonraki kuşakları söyleyiş gücü bakımından etkileyen şairlerin başında gelmektedir.

İkinci kitabı Evet İsyan'daki şiirlerinde dönemin toplumcu-siyasal eğilimlerinin şiirleştirilmesi ilgi görmüştür.

Demir sağanaklar altında uyur sevdiğim

göğsünde hazin ayak izleri eski Şubatların

onu yaralar kıpırdatıyor

ve o sertelmektedir yaralardan

kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri

saçları bukleli bir çoçuğu öperek uyandıran

içimize güneşler bırakan nal sesleri

("Evet, Isyan")

İsmet Özel'in şiirlerinin gücü sözcük seçiminden gelmektedir.

Günlük dilin şiire olan etkisi görülmektedir.

Bu konuda döneminin en atak ve gözü pek şairidir.

1974'e kadar olan şiirlerinden sonraki dönemde yöneldiği İslami dünya görüşü ile yazdığı şiirleri aynı söyleyiş ustalığı ile devam etmektedir.

Bu dönüşümünün simgelerinden olan "Amentü şiiri;

İnsan

eşref-i mahlukatır, derdi babam

bu sözün sözler içinde bir yeri vardı

ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman

bu söz asıl anlamını kavradı

geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından

geçti tarih denilen tamahkar tüccarı

kararmış rakamların yarıklarından sızarak

bu söz yüreğime kadar alçaldı

damar kesildi kandır akacak

ama kan kesilince damardan sıcak

sımsıcak kelimeler boşandı

aşk için karnıma ve göğsüme

ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden

aşk ve ölüm bana yeniden

su ve ateş ve toprak

yeniden yorumlandı.

("Amentu")

Toplumsal Mücadelenin Aracı Olarak Şiir

Ataol Behramoğlu

İstanbul, Çatalca'da (1942) doğan Ataol Behramoğlu, ilkokul ve liseyi Kars ve Çankırı'da okudu.

A.U. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi (1974).

1970'den itibaren aralıklarla Londra, Paris, Moskova gibi şehirlerde yaşadı.

Yurda dönüşünde (1974) İstanbul Şehir Tiyatrolarında dramaturg olarak çalıştı. Barış Derneği'nin kurucuları arasında bulundu (1977),

1980 askeri darbesinden sonra Barış Derneği davasından önce tutuklandı, on ay sonra tahliye edildi.

1983'te sıkı yönetim mahkemesince söz konusu davadan 8 yıl hapse mahkûm edilince gizlice Fransa'ya kaçtı.

1989'da tekrar yurda döndü. Editörlük, Türkiye Yazarlar Sendikası başkanlığı görevlerinde bulundu. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2008'de bu görevinden emekliye ayrıldı.

Varlık, Yelken, Dost, Devinim 60, Evrim, Ataç, Papirüs, Halkın Dostları, Şiir Sanatı vb. gibi dergilerde yayımladığı ürünleriyle dönemin İsmet Özel ile birlikte dikkati çeken şairlerinin başında gelir.

Şiirlerini Bir Ermeni General (1965), Bir Gün Mutlaka (1970), Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga şiirleri (1974), Ne Yağmur.. Ne Şiirler (1976), Kuşatmada (1978), Mustafa Suphi Destanı (1979), Dörtlükler (1980), lyi Bir Yurttaş Aranıyor (1983), Bebeklerin Ulusu Yok (1988), Aşk iki Kişiliktir (1999) adlı kitaplarında yayımladığı gibi toplu şiirleri de yayımlanmıştır.

Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra

Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı

öğrenmeliyim bu yaz

Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde

gümbür gümbür bir telaş

Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek

ne güzel,

düşünmek ne güzel birgün mutlaka yeneceğiz!

Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam

("Bir Gün Mutlaka")

Refik Durbaş

Erzurum'da (1944) doğan Refik Durbaş, ilk ve orta öğrenimini İzmir'de yaptıktan sonra, İ.U. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi.

1971 askeri müdahalesinin ardından öğrenimini yarım bıraktı

Bu tarihten sonra gazetecilik ve yayıncılık yaptı.

Kuş Tufanı (1971), Hücremde Ay Işığı (1974), Nereye Uçar Gökyüzü (1983), Yol Uzundur Günden Ama ölümden Kısa (2002) şiir kitaplarından bazılarının adlarıdır.

Sesimi sesinin üstüne koyma,

kara gecede, karanlıkta, acılı

yüreğimde yeşerdiyse de alevi ölümün

kan boğmadı daha korkuyu

kırılmadı kin ve öfkenin fidanı

("Hücremde Ay Işığı")

Güven Turan

Güven Turan, Sinop'ta (1943) doğdu. İlk ve orta öğrenimini Samsun'da yaptıktan sonra DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu (1968).

Okutmanlık, reklamcılık, metin yazarlığı gibi işlerde çalıştı. İlk şiirini 1962 yılında Yelken dergisinde yayımlayan Turan, şiirden başka roman, öykü ve eleştiri türlerinde de eserler yazmıştır.

Özellikle Yordam dergisindeki ürünleriyle tanındı. Güneşler... Gölgeler (1981), Peş (1982), Sevda Yorumları (1990), 101 Dize (1996), Gizli Alanlar (1997), Iz Sürmek (2001) şiir kitaplarından bazılarıdır.

İçimdeki derinlik

Neye borçluyum ürkmeyişini

Geçtiğin ya da takılıp kaldığın

Engelliyor yaklaşmayı başkalarına

Hep uzaktan konuşuyorum

Benim başımı döndürenden

Bilinmezliğine mi içinin

Yalnızlığı keşfetmiştik

Konuştuğumuzda

Birbirine doluyor

Sevgilere mi

Yoksa seni de derinleştiren

İki uçurum

("Yanıt", Peş)

Şiirde Dini Duyarlılığın Modern Görünümü: Cahit Zarifoğlu

Cahit Zarifoğlu, 1940'da Ankara'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Siverek, Kızılcahamam, Ankara ve Maraş'ta yaptı.

İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi (1971).

Çeşitli işlerde çalıştı, öğretmenlik yaptı. TRT'de çeşitli görevlerde bulundu. 1987'de kanser hastalığından İstanbul'da öldü.

Modern Türk şiirinin dilini ve hayal gücünü en çok zorlayan şairlerden birisi olan Cahit Zarifoğlu, öncesiz ve sonrasız bir şiir ortaya koymaktadır.

Aşk çocuklar parlayınca görülen ışıklardır

Işık yüreğe varınca yorulur çeşmeler

Aşığın avuç açıp doldurduğu sularla

ki ölenler vardı sularla küçüklüğümün oralarda

Elim yarım ve bilgisiz uzanarak

Her şeyim çocukluğum

En yakın nalbantın ağzından kestiği at

sarsılınca ayağını büküp bağlamışlardı

güçlüydü nalbantın çıplak kollu adamı

("Şan")

Erdem Bayazıt

1939 yılında Maraş'ta doğmuştur.

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirmiştir.

Öğretmenlik, kütüphanecilik, DPT de memurluk gibi görevlerde çalışmıştır.

1987 yılında bir dönem milletvekilliği yapmıştır.

Bayazıt şiirlerinde ses ögesini bir vurucu güç olarak öne çıkarmıştır.

Ses, anlamın sadece mahfazası değil, aynı zamanda yönlendiricisi olarak görülmektedir.

Kimsenin efendisi değilsin kırlarda

Kendinin bile

Her şeyin kölesisin şehirde

Kendinin bile

("Şehir ve Doğa Burcundan")