Türk oyuncuların eğitimi için bir konservatuvar ve yerel yönetimce parasal açıdan desteklenen bir uygulama sahnesi oluşturulması yolunda ilk adım ise 1914-1816 Darülbedayinin kurulmasıyla atıldı. 1915’te kurulan ve Darülbedayi adın taşıyan bu tiyatro aynı zamanda bir okul niteliği taşır.
Tiyatro eğitimi verilen
Darülbedayi’nin yanında Türk operasının temelini kurmak amacıyla Darülelhan adı
ile müzik bölümü açılmıştır.
Türk-Müslüman kadın sanatçı olan
Afife Jale de sahneye ilk kez 1920'de Danülbedayi'de çıktı.
İlk oyunlar ancak 1916 yılı
başında sahneye konulabilmiştir. Bu oyunlar içerisinde Hüseyin Suat'ın
"Çürük Temel” adlı uyarlaması ve Halit Fahri'nin “Baykuş'u” sayılabilir.
Milli Edebiyat Dönemi'nde
göstermeye bağlı edebi metinlerin (tiyatro) genel özellikleri Sahnelenen
oyunların çoğu hafif komedi ve vodvil, bir kısmı manzum dramdır.
Dil ve üslupta doğallık tercih
edilmiştir.
Tiyatro teknik açıdan büyük
gelişme gösteremese de tiyatroda canlanmalar bu dönemde başlar.
Bu dönemde tamamen Batılı bir tiyatro
anlayışının temelleri atılmıştır.
1915'ten sonra yazılmaya
başlanılan oyunların daha çok hafif güldürüler ya da şarkılı güldürüler olduğu
dikkati çeker.
Güldürü tarzının tercih
edilmesinde, halkın tiyatroya olan ilgisini arttırmak vardır. Yazılan ve sahnelenen
oyunlar, teknik yönden tam bir olgunluğa erişememekle birlikte, dilli kullanış
bakımından oldukça başarılıdır.